Hayrettin Karamanın Batıl Görüşlerine Reddiyeler Lalegül Yayıncılık
Hayrettin Karaman’ın: ” Ehl-i Kitap için îman şartı ikidir ” ” Yahudi ve Hristiyanlar’dan Kâfir olmayanlar var ” ” Peygamber Yahudi ve Hristiyanlar’a ‘ Müslüman olun ‘ demedi ” Şeklindeki Bâtıl Görüşlerine Reddiyeler
“Ey Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdik- ten sonra kalplerimizi kaydırma” diye dua eden kullarını metheden Allâh-u Te‛âlâ’ya ni- hâyetsiz hamd-ü senâlardan ve:
“Benim (müşrik olan davet) ümmetimden yahut Yahudilerden veya Hristiyanlardan herkim beni duyar da sonra bana inanmazsa cehenneme girer” (Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:19562, 32/332; İbni Ebî Şeybe, el-Musannef, 10/25) buyuran Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ve âl-i eshâbına mîzan dolusu salât-ü selamlardan sonra!!!
Maalesef günümüz Müslümanları o hâle gelmişlerdir ki adamları hakkın mîzânıyla tartarak: “Allâh-u Te‛âlâ’nın hakkı bütün hak- ların fevkındedir, kim olursa olsun ve ne söyler- se söylesin, biz onu Kur’ân’a ve Sünnet’e arz ederiz, muvâfık düşerse alırız, değilse sırtları- mızın arkasına atarız” diyecek yerde, hakkı adamların sözleriyle tartarak: “Felan hoca bü- yük âlimdir, o ne dediyse doğrudur, onun sözü Kitab’a ve Sünnet’e uymasa da elbet bir bildiği vardır” demeye başlamışlardır.
İşte günümüzde Müslüman hatta Ehl-i Sünnet geçinen birçoklarının, hiç araştırmadan körü körüne taklit ettikleri üstad(!)lardan biri de Hayrettin Karaman’dır.
Evvelce biz de bu kişiyi ilim ehli biri zan- nederken sonra bazı sözlerini araştırdığımızda bu reddiyemizde okuyacağınız birçok şirk ve küfür kelimelerine rastlayınca, bütün Müslü- manları bu şahsın saptırıcı hatta dinden çıkarıcı fikirlerinden sakındırmamızın ilmî emânet ge- reği boynumuzun borcu olduğunu anlayarak iş- te bu risâleyi kaleme aldık.
Artık sizden talebimiz, hiçbir şahsî menfaat beklentisi yâhut kin ve ihtiras içermeyen, yal- nızca Allâh-u Te‛âlâ’nın dînini müdâfaa mak- sadıyla kaleme alınmış olan bu risâleyi okuyup anlayarak îmânınızı sağlama almanız ve özel- likle bu şahsa aldanan kimselere bu risâleyi Al- lâh rızâsı için ulaştırmanızdır. Tebliğ bizden, tevfîk ise ancak Allâh-u Te‛âlâ’dandır.